
Mart ayi geldimi ister kar kis olsun, ister firtinalar kopsun icimdeki bir saat bana baharin geldigini hissettirir hep. Garip bir histir cok guzel ama rahatsiz edici birazda. Hep kalbim gumbur gumbur carpar, soguktan donsamda camlari acasim gelir. Disari cikip ayakkabilarimi cikarasim topraga basasim gelir. Bu zamanlar bir telas duser ustume, hic isim olmasada nedense bisey bana hep bir seye bir yere gec kalmisim hissi verir. Nedir bu nedendir bu his, herkes yasarmi bunu bilemedim? Dun yattim uyumaya calisiyorum, gecenin bir yarisi icimde bir yaz aksami hissi var. Hani hava sicak olsada egede geceler serindir. yorganla yatilir cogu zaman. Camlar aciktir, ara ara urpertici bir ruzgar dolar iceri. ayni oyle bir his. Aslinda benim urperisim havanin gercekten soguk olamasiyla ilgili ama kalbim baska bir sinyal veriyor iste. Bilemiyorum, anlatabiliyormuyum onuda bilemiyorum :D Neyse aklima yazligimizin oldugu canakkale, ezine geldi. O yillardaki yaz gecelerine gittim. Ve o guzel zeytin agaclarinin ay isigindaki danslarini ozledim. Bilmiyorum izledinizmi gece karanliginda zeytin agaclarini. ay isigi vurdukca o guzelim renkli cift yuzlu yapraklari nasilda hareketli kipir kipirdir. sanki sanirsiniz o cakili sandigin agac, hayat bulmus aska gelmis bir yere gidiyor. coook guzeldir, ruzgarla hisirtisi. Cok magrur ve sicak kanlidir zeytin agaclari. kisacik boyu sayesinde herkese firsat verir saclarina dokunmaya. O yasli govdesinde gunlerce izlenecek okunacak hikaye vardir. Bir suru yasli surat gulumser size agactan. Bir agac ancak bu kadar zengin ama bu kadar alcak gonullu olur. Beni okuyan arkadaslarim eger varsa yakininda bir zeytin agaci yanindan gecerken usulca dokunun benden selam soyleyin olurmu?
fotograf: Erdal U. Özer