Monday, March 26, 2007

Müzik müzesi

Birkaç gündür yazacak baya şey olmasına rağmen bir türlü bloguma bişeyler yazamadım. Ama bugün kararlıyım hepsini birr bir anlatacağım. Geçen hafta perşembe günü Yeşimi mutfağından kaçırdım ve beraber müzik müzesine gezmeye gittik. Valla epey bir gezdik dolaştık. Bir sürü enstrüman gördük vehatta dinledik.Oldukça keyifli oldu. Müzeden sonrada eve geri dönmedik. Müze çevresindede gezimize devam ettik. Güzel binalara ve bahçelere baktık. Birde dönüşte market tururmuzuda yaptıktan sonra epey yorgun bir şekilde eve döndük. Yeşimcim çok tatlı ve içten biri, birbirimizin yalnızlığımıza iyi geldiğimizi düşünüyorum. Kocamaaan öpücükler Yeşimcim:)) Şimdi şu çok güzel binadan fotoları dizelliim. Bu arada bina belkide müzeden daha güzeldi. Belçikada başlayan art nouveau akımıın en güzel örneklerinden biri. Müzede çeşitli ülkelerin müzik aletlerini veya 1600 yıllardan kalma müzik aletlerini görebiliyorsunuz. Girişte size bir kulaklık veriyorlar ve bu kulaklıklarla sergilenen müzik aletinin önüne gelince onun sesini duyabiliyorsunuz.

















Belçikanın sömürgesi olan Kongo'nun müzik aletleri.




O kadar güzellerdiki hepsi birer heykel gibi büyük bir özenle yapılmış. Sömürgeciliğin ne acı bir durum olduğunu insan bir kez daha fark edip düşünüyor. Böylesine köklü vezengin bir kültürü yalnızca güçlü olduğunuz için insanlardan çalmak ve üstüne üstlük halen o hırsızlığa devam ederek buna birde dünya kültürüne sahip çıkıyormuşsunuz gibi bir maske giydirmek... Neyse kesinlikle en beğendiğim bölüm Kongo bölümüydü.



BİNADAN...















Her piyano ve klavsenin kapakları birer tablo gibibydi. Hatta sadece sergilenen kapaklar bilevardı.



















Burasıda müzeden sonra gördüğümüz bir restaurantın girişi. Valla girişi bile acaip güzel içini tahmin edemiyorum bile. Ama çok şık gerçektende biz çok beğendik... Valla daha elimde baya foto var ne yayınlıyacağımı bilemedim.Aralarından bunları seçtim artık:)))

11 comments:

Yesim said...

Sweetycim, iyi ki çıkardın beni mutfaktan bana da pek iyi geldi bu güzel gezi, sen tatilden dön de yeni müze ziyaretleri yapalım. Güzel sözlerin için de teşekkürler, sen de öylesin :) Sana da öpücükleeeer......

Sweety said...

Evet Yesimcim bencede tatil donusu durmayalim artik yapacak bir suru sey var. Hem havalarda iyice duzeliyor evde kapali kalmanin anlami yok yani. optum caniim

Anonymous said...

selam:)
Bu müzik müzesi gezine bayıldım valla.Eğitimli bi müzisyen olarak çok ilgimi çekti.Ben flütçüyüm.Özellikle eski flüt( ahşap olanlar) resimleri varsa görmeyi çok isterim.Tabii klavsen vs. resimlerinide bekliyorum.kısaca daa resimmmmm :)
sevgiler

Sweety said...

aa tabi Guldem elimde epeyce bir foto var muzeden dedigin gibi cok cesitlide flutler vardi. Onlar isik azligindan biraz flu cikmislarde ama yayinlayabilecek gibi olanlari yine yayinlamak istiyorum senin icin. Ozellikle bir flut vardi yesil ahsap uzerinde bir cocuk coban resmi vardi fludun sonu koni ucu seklinde daralarak kuculuyordu ben cok sevimli buldum onu:) sevgiler

Sweety said...
This comment has been removed by the author.
Asli A. said...

Sweety'cim

Zaman buldukca artik senin blogunu da ziyaret ediyorum, cok da buyuk keyif alarak :)

Bu Muzik Muzesi nerdeymis? Bruksel'de olmasi gerek.. Bruksel'e bir doneyim yapilacaklar listemin ilk baslarina koyacagim bu muzeyi de.. resimlerine bayildim :) ama ne yalan soyleyim muzik aletlerinden cok art nouveau binasini coook begendim :P
Yapilcak, gezicek amma cok sey var aslinda Bruksel'de, havanin igrencligine inat, usenmeden yapilabilse keske :(

Kongo aletleri de ayrica dikkatimi cekti ve bu "eski" somurgecilik hakkindaki yorumunda, boyle dusunen sırf ben degilmisim dedirtti bana ve mutlu oldum :)

Sevgiler,
Asli.

Anonymous said...

Hali hazırda elinde fLÜt resimleri olmasına çok sevindim.sanırım anlattığın yeşil flüt "blok flüt" ve çok merak ettim:) Buarada ben Türkiye'de yan flüt diye tabir edileni çalıyorum.Elinde ne kadar nefesli resmi varsa özelllikle görmek isterim.Sen en iyisi bi gün nefesli günü ilan et sitende ve resimleri yayınla.Baksana benden başka türlü kurtulamayacak gibisin:) Sevgiler....

Sweety said...

Aslıcım selamlar, bu müze brükselde hemde çok basit bir yerde centrale gare ı biliyorsundur muhtemelen işte hemen o tarafta. Belki sen dönünce bir tur yapabiliriz o zaman gösteririm sana :) Bu arada blogumu begendıgın ıcın tesekkurler cok sevındım bende sıksık bakıyorum sıtene ama pek yazı yazmadın henuz:)) sen ne zaman geleceksin sevgiler Aslıcım

Sweety said...

Güldemcim ne güzel, bir enstrüman çalabilmek. Benim eşimde darbuka öğreniyor ama ne yalan söyliyim öğrenme aşaması benim için epey zorlu geçiyor:))) aman duymasın. Söz tüm fotoları yayınlayacağım ama yaklaşık bir hafta sonra falan ancak olacak sanırım. Tatilden dönünce tüm fotolar senin olacaaak :)) sevgileeer

Anonymous said...

heyecanla bekliyorum sweetycim:) Müzikle uğraşmak gerçekten harika,bazen işinin bu olması insanı zorluyor ama herşeye değer inan.şanslıyım biliyorum.Amatör olarak uğraşanlar daha da şanslı söyliyim.Sadece mutlu olmak için çalışıyorlar.Sana ve eşine,herkese tavsiye ederim.Ruhun ihtiyacını karşılamak lazım:)
iyi tatiller size,dönünce hikayeleri ve resimleri bekliyorum,sevgiler...

limoncicegi said...

panorama çok güzel, yolum düşerse mutlaka beni oraya götürün diye feryad figan edeceğim. süper yapmışsınız...